“Moda”
Özleminizi duyduğunuz eski İstanbul’un izlerini gizlenmiş köşelerinde saklayan bir semt düşünün. Üstüne İstanbul’un sayılı lezzetlerini, Türkiye’nin en büyük çay bahçesini ve modernleşmenin simgesi olan yapıları ekleyin. Bu arada en eski İstanbullu Rum, Yahudi Ermeni aileleri ve 7’den 70’ye Barış Manço’yu da unutmayın. İşte size İstanbul’un her daim batıya açık yüzü, nostaljik bir şarkı kıvamında bir Moda turu. Boşuna semtimize moda dememişler. Lale Devri ile başlayan yerleşim sonraları Levanten ailelerin artışı ve batılı yaşam tarzı, Avrupa modasını da yakından takip etmesi ile bu ismi kazanmıştır Moda. Hadi o zaman bir Pazar sabahı Moda Caddesi’nden çıkalım yola, kim bilir belki de Mario Levi,Buket Uzuner veya Haluk Bilginer’e de rastlarız yol boyunca…
Tarih boyunca Moda’ın ilk sakinleri olarak bilinen Fenikeliler bu bölgeyi bir ticaret limanı olarak kullanmışlar. Moda’nın en büyük değişimi ise Tanzimat dönemi ile başlamış. Beyoğlu semtinde başlayan Avrupai yaşam tarzı, Beyoğlu ve Galata’da aktif olan Levanten ailelerin yerleşim için Moda’yı seçmesi ile bu bölgede de bu yeni moda kendini göstermiş. Loranda,Tübini,Federiçi,Momiko ve 2. Abdülhamit’in baş mabeyincisi olması ile bilinen Sarıca Ragıp Paşa. Günümüzde ise bu ailelerin yaşadığı çoğu konağın yerinde modern apartmanlar yerleşse de semt halen sanatla yoğrulan bir atmosferi yaşatmaya devam ediyor.
Rotamız :
Moda Caddesi
Liseleri
Ali Usta
Çikolata Dükkanı
Sarıca Konağı
Barış Manço Evi
Moda Deniz Kulübü
Koço Meyhanesi ve müdavimleri
Çay Bahçeleri
——— ———— ————
Moda Caddesi
Moda’nın burnuna kadar uzayan büyük caddenin adı Moda Caddesi’dir. Kadıköy’ün uzantısında Haluk Bilginer’in oyun atölyesi, hemen karşısında son yılların gözde genç mekanlarından “Ayı” dan düz yukarı doğru yürüyerek turumuza başlayabiliriz. Kadıköy Lisesi, Kadıköy Kız Teknik Lisesi’ni de geçince karşınıza semtin en hareketli bölgesi gelir. Burada ilk olarak Ali Usta’ya uğramanızı tavsiye ederiz. Sağ taraftan devam ederseniz Türkiye’nin en büyük çay bahçelerine soldan giderseniz de Koço Meyhanesi, Moda Deni Kulübü ve Tarihi Moda İskelesi’ne doğru devam edersiniz.
Çikolata Dükkânı
En son ne zaman küçücük bir hediyeyle kocaman bir mutluluk yaşattınız…Komşunuza hal hatır sormayalı, sokağa çıkıp köşedeki esnafla muhabbet etmeyeli ne kadar zaman oldu…Düşünmeye fırsat bulamıyoruz ama modern zamanların hengamesinden, koşuşturmacasından sohbeti, muhabbeti, gerçek paylaşımı unutmadık mı?
İşte hayatın en tatlı yanlarını, en sıcak duygularını yitirdiğimiz şu günlerde, hayata tat katmak için var Çikolata Dükkanı. Moda Caddesi boyunca yürürken Yeni Fikir Sokağı’nın hemen başında ufak şirin bir dükkan Çikolata Dükkanı. Hele bir tatlıları var ki yolda yürürken o tatlıyı tadıp keyif alanları fark edince siz de ister istemez sıraya katılıyorsunuz. Evet bahsettiğim “Asuman” adını verdikleri çikolata ve meyveli kup griye havasında bir lezzet. Neden mi Asuman? Çünkü mekanın gayesine uygun olarak eskiyi, eski isimleri yaşatmak amaçları. Hayata tat katmak isteyenlerin, hayattan tat almak isteyenlere kapısını sonuna kadar açtığı bin bir çeşit tatlılıklarla dolu bu mekâna uğramadan devam etmeyin derim.
Ali Usta
Hazır Moda Caddesi’nde yürürken işte şimdi caddenin en yoğun olduğu bölgeye vardık. Bademli, frambuazlı dondurmaları ile ünlü Ali Usta’nın dükkanı özellikle haftasonları uzun kuyruklara sebep oluyor. Güzel bir yemekten sonra biraz soluklanmak ve kedi-köpekleri ile huzur içinde gezen Moda sakinlerini izlemek için keyifli duraklardan biri Ali Usta.
Sarıca Konağı
Ali Usta’da oturmuş dondurmanızı yudumlarken hemen karşınızda siyahlar içinde bir hayalet bina karşılar sizleri. Özellikle akşamları içerden gelen hafif sarı ışık bu konağın içinde yaşam olup olmadığı hakkında tereddüde düşürür sizi. Evet,aslında bu bina İstanbul’a iz bırakmış önemli ailelerden “Sarıca” ailesinin halen ikamet ettiği Sarıca Konağıdır. 1903 yapımı zengin taş işçiliğine sahip yontma taş konak,rum asıllı mimar Constantin P. Pappa’nın bilinen ilk büyük ölçekli yapısıdır. Sarıca’lar, II. Abdülhamid döneminde sarayda mabeynci olan Ragıp Paşa ve Yıldız Sarayı’nın doktoru olan kardeşi Arif Paşa’ dır.
Ünlü mimar Pappa, Sarıca Konağı’nı, hem Arif Paşa’nın prestijine yakışır bir konak, hem de bir aile apartmanı gibi tasarlamıştır. Neo Klasik cephesi ve anıtsal girişi ile konak imgesini yakalarken, bahçe içindeki mütevazi girişi ve kat sayısının fazlalığıyla apartman formatına yaklaşmaktadır. Cadde cephesinde iyonik başlıklı yüksek kolonlu, mermer korkuluklu giriş, arnavut kaldırımlı eğrisel yollarla cadde üzerindeki simetrik kapılara bağlanır. Köşkün katları arasında kullanılan farklı tipteki kornişler düşey etkiyi dengeler. Bodrum, zemin, üç normal kat ve çatı katından oluşan, anıtsal ölçeği ile çevresine hakim yapı, yüzyıl başında yabancıların çoğunlukta olduğu bir yerleşim bölgesinde, sarayın temsilcisi gibidir. Eşzamanlı diğer köşk ve yalılardaki gibi orta sofalıdır ve cephe kurgusu batı klasizminin etkisindedir. Ana merdivenlerin kat sahanlıklarındaki büyük çift kanatlı kapılar katları birbirinden ayırır.
Mimar Pappa konağın sahibi Arif Paşa, kullanıcıları Sarıca Ailesi ve hizmetlilerin konak içi trafiğini çok iyi çözümlemiştir. Arif Paşa, zemin katta cadde cephesinden girişi olan bölümde yaşamıştır. Bahçe içindeki saçaklı ikinci kapıdan ulaşılan diğer katlar ise ailenin diğer üyeleri tarafından kullanılmıştır. Bodrum katta yaşayan hizmetlilerin kullandığı servis merdiveni her katta mutfağa, sofaya ve ana merdivenin ahşap köprü gibi yapılan kat sahanlığına açılır. Dönemin gelenekçi ve İslamcı ulema aile tipiyle karşı saflarda yer alan, yenilikçi ve Batılı tercihleriyle değişen aile yapısının tipik bir örneği olan Sarıca Ailesi, Tanzimat ailesinin karakteristik özelliklerini taşır. Özellikle Levantenler ve Rum asıllı Osmanlılarla yakın ilişkidedirler ve her dönemde Batı kültürüne ilgi ve yakınlıklarını sürdürürler. I.Dünya Savaşı sırasında İstanbul işgal edildiğinde İngilizlerin müsaadesiyle köşk boşaltılarak iki yıldan fazla Ermeni Okulu olarak kullanılmış, işgal bittiğinde okul kapanıp Arif Paşa evine geri dönmüş ve bütün eşyalar yenilenmiştir. Konakta bugün dünyaca ünlü piyanistimiz Ayşegül Sarıca ve ablası Mehveş Sarıca ikamet etmektedir.
Barış Manço Evi
Müzisyen, şarkıcı, besteci, aranjör, söz yazarı, oyuncu, TV programcısı, sunucu, koleksiyoner, ressam, gezgin…Anadolu Rock türünün kurucu üyelerinden olan Barış Manço, Galatasaray Lisesi’nde öğrenci iken ilk kez sahneye çıktığı 1958 yılından bu yana,Türk Sanat Dünyası’nın kilometre taşlarından biri olarak grubu “Kurtalan Ekspres” ile birlikte Türkiye’de olduğu gibi birçok yabancı ülkede sayısız konserler verdi.
1988 yılında Ekim ayında TRT 1’de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan “7’den 77’ye”,Türk Televizyonculuğu’nda şimdiye kadar ulaşılamamış bir rekora imza attı. Türkiye’de en uzun ve en başarılı televizyon yayıncılığını yaptı. Ünlü sanatçının vefatından sonra yaşanan sıkıntılı dönemin sonunda Kadıköy Belediyesi’nin öncülüğü ve Halk Bank’ın desteği ile yaşadığı ev müzeye dönüştürüldü. 1895-1900 yılları arasında Mimar Pappa’ya yaptırılan ikiz köşklerden ayakta kalan tek yapı olan Barış Manço Müzesi İngiliz Mr. Dawson’un mirasçılarından alınmış ve aslına uygun olarak o dönemde korunmuştur. Ferforje çift kanatlı balkonları,mermer silmeleri,dış cephedeki tuğlalar ise viktoryen tarzın tipik unsurlarıdır. Köşkün bahçesinde Barış Manço “Adam olacak çocukları” ile sizleri karşılarken,içerdeki şahsi eşyalar arasında Barış Manço’nun balmumu heykeli de sergilenmektedir.
Eski Moda Deniz Kulübü
“Denizlere inmek medeniyetin şiarıdır”
Mustafa Kemal Atatürk
Şimdilerde asli binası yıllarca harap durduktan sonra aslına uygun olarak restore edilen Moda Deniz Kulübü genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk önderliğinde oluşturulan yeni modern yaşam tarzının en önemli göstergelerinden biridir. Moda İskelesi’ni karaya bağlayan mendirek, sanki adımlarınızı çok farklı güzelliklere taşımak için yapılmıştır. Yürüdüğünüzde bir tarafınızda Kalamış Koyu’nun doyumsuz gizemi, diğer yanınızda Marmara’nın üstünüze üstünüze gelen hırçın lodosu, anlatılması güç bir heyecanın içine çeker sizleri. Şimdileri renovasyon süren mekân sizlere o geçmiş günleri hatırlatır. Nice krallar, kraliçeler ve büyük devlet adamları hep o geniş kapıdan geçerek binanın içine misafir edilmişlerdi. Her perşembe çay saatlerinde ve gençlik gecelerinde yaşanan temiz aşklar ne güzel birliktelikler oluşturmuştur kim bilir? İskele ile arada kalan denizde, üst üste demirleyen teknelerden çıt çıkmadan, Münir Nurettin’in koyu kucaklayan o eşsiz sesi, mehtaplı gecelerin ayrılmaz bir parçası olurdu. Şık ve özenli kıyafetleri ile grup grup insanlar iskeleye inerek, bu güzellikleri izler ve sözünü ettiğimiz bina ile adeta özdeşleşirlerdi. Moda Deniz Kulübünün kuruluş tarihi 8 Nisan 1935’tir. Kuruluş emrini veren de büyük Önder Atatürk’tür. Kulübün kuruluşuna ilişkin yazılmış kitapların hemen hepsinde şu şekilde anlatılır : “Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1927 tarihinde ilk kez İstanbul’a gelen Önder, Ertuğrul Yatı ile Moda Koyu’nda gezinti yaparken, Moda’da yaşayan İngiliz aileler tarafından kurulan Yat Kulübünü görür. Kulüp ve etkinlikleri hakkında çevresindekilerden bilgi alır. Daha sonraki yıllarda ise Kulübün ilk Başkanı olacak Celal Bayar’ın da katkısı ile Türklerin de benzer bir kulüp kurmasını ister.”.
Büyük Önder’in bizzat kendi emri ile böylesine bir kulübün kurulmasını istemesi bir bakıma da Moda semtinden başlayarak Cumhuriyet devrimleri ve onun sosyal öğelerini çağdaş Türk toplumuna aşılamasının en güzel örneklerinden biridir.
Koço Meyhanesi
Moda koyunun bu ünlü meyhanesi, ismini İstanbul meyhane geleneğini yaşatan Rum cemaatinin bir üyesi, Konstantinos Koço Kontoros’tan alır. 1928 yılında önce bir kır kahvesi olarak kurulan, sonra Moda Park Lokantası ve Koço Efendi dünyadan göçünce de onun adını alan meyhane, hemen hemen Cumhuriyet tarihiyle de yaşıttır. Koço 1986’da el değiştirse de ismi değişmemiştir. Alt katında tarihi Aya Katerina Ayazması’nın yer aldığı mekân, adaları ve tarihi Yarımada’yı aynı anda izleyebileceğiz eşsiz noktalardan biridir. Eski Moda İskelesi’nin yanı başında, kıyıya atılan masalarda, üst katındaki kapalı salonunda ya da yemyeşil bahçesinde en yenisi 20 yıllık garsonları ile bütçesi yüksek ama bir o kadar da kaliteli sofralar sunar. Moda’da oturan sanatçı kesiminin uğrak noktalarından da biridir.
Türk Edebiyatı’nın çok önemli yazarlarının; Haldun Taner’den Cemal Süreya’ya, Mina Urgan’dan Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya Koço’da akşam keyfi çattığını bilmek bu mekânı zenginleştiren ögelerdendir. Özellikle eski haline yetişemeyen benim kuşağım için yazın Koço’nun bahçesinde gece yarılarına kadar sarkan gerçek Akdeniz keyfindeki sohbetli yemeklerin en can alıcı yanı mezeleridir.
Moda İskelesi
- yy’ın ilk çeyreğinde ulusal mimarinin öncülerinden mimar Vedat Tek tarafından tasarlanan binanın oldukça maceralı bir tarihi vardır. Bolşevik Devriminden sonra İstanbul’a sığınan Rusların iskelenin üst katındaki gazinoyu işlettiği söylenir. Daha sonraları, şiddetli bir fırtınada büyük hasar görür ve gazino olarak kullanılan üst katı yıkılır. 1986 senesinde de, talep azlığı sebebiyle iskele statüsünü yitirir. Bu tarihi yapı 2000 yılında restore edilir ve belediyeye devredilerek işletme olarak kullanılır.
Moda Çay Bahçesi
Pazar sabahı evden getirdikleri kahvaltılıklarla keyifli sohbetler eden Modalıları görürsünüz Moda Çay Bahçesi’nde. Hem adaları hem de tarihi yarım adayı gösteren o manzarası ile adeta “Körler ülkesinin gören gözleridir.” Moda Çay bahçesi. İster gündüz ister akşam bu semte uğranınca bir soluklanıp hayatın yoğun ritmine ara verilecek duraklardan biridir.
———— ————– ——–
Eski kültürel zenginliğini, biraz yitirse de Moda hâlâ Moda’dır. Nostaljik heyecanla yeniden trafiğe çıkarılan kırmızı tramvayın da etkilediği, giderek büyüyen park sorununa rağmen halen ‘mahalle kültürünün soluklandığı, insanların birbiriyle yolda, selamlaştığı bu İstanbul klasiği Moda, karşı yakanın akciğerleridir adeta. Siz de halen Moda ile tanışmadıysanız e hadi o zaman ne bekliyorsunuz, bir Pazar sabahı çıkalım Kadıköy’den Moda’nın ünlülerini anarken bu semtin o eşsiz güzelliklerini arşınlayalım!
Kaynaklar :
“19.yy. Özgün konut Tipleri/Sarıca Ailesi Yapıları, Mimar C.Pappas ve Arif Paşa Apartmanı”, Yıldız Teknik Üniversitesi Rölöve Restorasyon Yüksek Lisans Programı’nda Doç. Dr. Cengiz Can danışmanlığında Pınar Öğrenci’nin araştırması. YTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 1998.
“Mühürdar’dan Moda’ya Geçmişe Doğru Bir Gezinti”, Deniz Kavukçuoğlu, Heyamola Yayınları,2010
Müfit Ekdal, “Bizans Metropolünde ilk Türk Köyü Kadıköy”, Kadıköy Belediyesi SSDV Yayınları,2004
http://www.modadenizkulubu.org.tr/