İstanbul’da Sanat Tarihi ve Güzel Sanatları inceleyeceğimiz bu rotada; Mimar Sinan’ın yarattığı Osmanlı Rönesans dönemi; İstanbul arkeoloji müzeleri ve Topkapı Sarayı nezdinde güzel sanatların Osmanlı’dan günümüze geçirdiği evreler ve Modern sanatı harmanlayacağımız bir tur rotası gerçekleştirmeyi arzulamaktayız.
15. ve 16. Yüzyıllarda Avrupa kendi içinde sanatta, kültürde ve mimaride Klasik Yunan ve Eski Roma’yı yeniden yorumlayarak Rönesans’ı yaşarken Osmanlı İmparatorluğu da kendi Klasik Çağını yaratmış ve her alanda eserlerle döneme damgasını vurmuştur. Batı dünyasının bu önemli döneminde büyük ustaların arkasında onları finanse eden ve destekleriyle bir nevi hami olan “Mediciler” gibi önde gelen aileler, prensler, krallar ve papalar vardı. Kuşkusuz Klasik Osmanlı dönemi dediğimizde de aklımıza ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman gelir. Fakat onunla beraber, onun adına İstanbul’da iki büyük külliye inşa eden ve hem büyük paşaların hem hanım sultanların hem de bizzat padişahın himaye ve desteğini her daim gören dahi mimarımız Sinan akla gelir. Eserlerini inşa ederken toplumunun kültürünü, inancını, geçmişini ve orduda görevliyken gördüğü uzak diyarların tarihi yapılarını Osmanlı coğrafyasında harmanlamış, böylece Eski Yunan, Roma, Acem, Arap ve Anadolu mimarisini yeniden yorumlayarak Klasik Osmanlı Mimarlığının anıtsal yapılarını ortaya çıkarmıştır. Bugün Sinan dönemi eserlerine baktığımızda bütün bu uygarlıkların mimari bir felsefeyle Osmanlı Kubbesi altında bir araya getirilmiş olduğunu görürüz. İşte bu sebeptendir ki batı mimarisi için Michelangelo ve eserleri ne anlam ifade ediyorsa doğu mimarisi için de Sinan ve eserleri o anlamı ifade eder.
1. Gün : Mimar Sinan’ın İstanbul’u (Üsküdar – Eminönü ve Süleymaniye)
Günümüze Asya yakasının incisi, Bizans döneminin önemli bir transit noktası olan Üsküdar’daki iki önemli Sinan eseri Mihrimah Sultan Camii ve Şemsi Paşa Camii (Kuşkonmaz Camii) ile başlıyoruz. Öğle yemeğinin ardından tarihi yarımadaya geçerek; Rüstem Paşa Camii,Mısır çarşısı Hanlar bölgesi ve nihayetinde Süleymaniye Külliyesi ile Mimar Sinan’ın mimarimize getirdiği yenilik ve sanat tarihine katkıları ile günümüzü noktalıyoruz.
2. Gün : Topkapı Sarayı, Türk-İslam Eserleri Müzesi ve Kapalıçarşı
Günümüze antik çağ akropolünün içinde yer alan; Fatih’in yaptırdığı ve yönetim ve hanedanın yaşam adabının gelişimine göre benzersiz bir devşirme okulu ile hanedan ikametgahına dönüşen klasik Osmanlı sarayı, bu prensipler doğrultusunda gelişen karakteristik mimarisi ve özgün saray koleksiyonları ile dünyanın en değerli hazinelerinden biri olarak öncelikle öğrenilmeye değer bir milli ikon “Topkapı Sarayı” ile başlıyoruz. Öğle yemeğinin ardından; Abbasi, Memlük, Selçuklu ve Osmanlı döneminin az bulunur örneklerini sergileyen, İslam dünyasının farklı köşelerinden toplanmış eserleri barındıran 16. Yüzyıl yapısı İbrahim Paşa Sarayı, Türk İslam Eserleri Müzesi ile rotamıza devam ediyoruz. Hipodrom Meydanı’ndaki eserleri de inceledikten sonra turumuzu Kapalıçarşı’daki örnekler ile noktalıyoruz.
3. Gün : Arkeoloji Müzeleri, Caferağa Medresesi, Ayasofya ve Pera Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç ana birimden oluşan bir müzeler kompleksidir. Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi. Türkiye’nin ilk müzesi olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin koleksiyonlarında imparatorluk topraklarından getirilen, çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eser bulunmaktadır. Müzenin kurucusu ressam Osman Hamdi Bey’in dünyaca ünlü “İskender Lahdi” olmak üzere kazandırdığı yüzlerce eseri ve Çini Müzesi ile günümüze başlıyoruz. Müze gezimizin ardından Caferağa Medresesi’nde vereceğimiz molada Osmanlı’dan günümüze geleneksel sanatlardan örnekleri tanımaya çalışacağız. Ayasofya’yı içerisinde günümüze ulaşabilmiş güzellikleri ile ziyaret ettikten sonra; Ressam Osman Hamdi Bey’in meşhur “Kaplumbağa Terbiyecisi” de dahil olmak üzere, yabancı elçiliklerin İstanbul tablolarını da barındıran geniş bir koleksiyona sahip Pera Müzesi ile günümüzü sonlandırıyoruz.
4. Gün : Boğaz turu – Sabancı Müzesi – Milli Saraylar Resim Müzesi
İstanbul’da mimari değişimi ve güzel sanatlardaki etkinlerini de tartışma fırsatı bulacağımız bir boğaz turu ile günümüze başlıyoruz. Teknemiz turumuzun sonunda bizleri Emirgan’da Sabancı Müzesi’nde bırakacak. Öğle yemeğinin ardından; çok yönlü bir sanat ve tarih müzesi sunan, süreli sergileri ile İstanbulluların da ilgisini çeken, Sabancı Müzesi’ni ziyaret edeceğiz. Gezimizin final bölümünde de; Rus ressam İvan Konstantinoviç Ayvazovski’nin eserlerini de barındıran; Oryantalist ve Türk ressamlarından örnekler sunan ve 18. Yüzyıl Osmanlı İstanbul’unu tanımamızı sağlayan Milli Saraylar Resim Müzesi ile günümüzü sonlandıracağız.