Bizler bu rotamızda 8500 yıllık bir tarihi barındıran, 7 tepe üzerine kurulmuş İstanbul’umuzun, tarih boyunca geçirmiş olduğu 4 ayrı mimari evresini 4 güne yayılacak programımızda incelemeye çalışacağız. Şehrin Roma-Bizans döneminden başlayacak olan incelememiz, Osmanlı döneminin ve Osmanlı mimarisinin yapıtaşı olan Mimar Sinan’ın eserleri ile devam edip; 19. Yüzyıl Batı etkisinde mimarimizin uğradığı değişim ve gelişime paralel olan boğaz hattında yer alan Balyan ailesinin elinden çıkmış adeta Boğaz’ın incileri Saray ve Camii eserleri ile taçlanacak. Rotamızın son gününde de Osmanlı’dan cumhuriyet dönemine geçiş ile birlikte Mimar Hovsep Aznavur, Mimar Vedat Tek ve Mimar Kemalettin’in bizlere kazandırdığı 1. Ulusal Mimari Akım (Osmanlı Neoklasiği) eserleri inceleyip, Modern İstanbul’un örnekleri ile programımızı noktalayacağız.
1. gün gezilmesi arzu edilen rotalar : Sultanahmet – Yedikule – Surlar – Kariye
Rotamıza İstanbul’un Roma ve Bizans döneminden örnekler ile başlayacağız. Tarihi yarımadadaki sarnıçlar, Ayasofya ve birkaç noktada Bizans’ın Büyük Saray Kompleksi’nden kalıntılar, Boukaleon Saray kalıntılarını göreceğiz. Öğle yemeğinin ardından; aracımızla bu kez yüzyıllar boyunca şehrin korunmasını sağlayan şehir surları ve Bizanslı hükümdarların zafer sonrası şehre girdikleri noktalardan “Porte Aurea- Altın Kapı” incelenip, iç ve dış surlar ile şehrin savunma mimarisini inceleyeceğiz. Turumuzun son durağı ise Bizans İmparatorluğu’nun son yüzyılına ev sahipliği yapmış, günümüze gelebilen iki saray yapısından biri olan Tekfur Sarayı Müzesi ve Kariye Camii olacak.
2. gün gezilmesi arzu edilen rotalar : Fatih – Süleymaniye – Kapalıçarşı- Mısır Çarşısı
Rotamıza 2. Günümüzde Osmanlı İstanbul’unun geçirdiği değişimler ve şehrin Camiiler ile “şenlendirilmesi” ile başlayacağız. Şehre içme 25 km ötedeki Belgrad Ormanları’ndan içme suyunun getirilebilmesi için kullanılan 4. yüzyıl kemer örneklerinden “Bozdoğan Kemeri – Valens Kemeri” ; Ayasofya’dan daha eski günümüzde kalıntıları ulaşmış “Aziz Polyektus Kilisesi” ve ardından Fatih Camii ile İstanbul’un ilk Müslüman mahallelerinden Fatih- Şehzadebaşı bölgesini gezeceğiz. Bu bölgede ayrıca kiliseden Camii’ye dönen Bizans yapılarından da örnekler görmeye çalışacağız. Zeyrek Camii (Pantakrator Manastırı) gezimiz sonrasında kısa bir boza molası verip ardından hem öğle yemeği hem de Osmanlı mimarisini mükemmelliğe taşıyan Koca Sinan’ı yakından tanımak için Süleymaniye semtine devam edeceğiz. Süleymaniye Külliyesi ziyaretimizden sonra, Osmanlı ticari hayatının yüzyıllar boyunca kalbinin attığı Kapalıçarşı – Hanlar bölgesinde bir gezi yapıp; turumuzu Mısır Çarşısı’nda sonlandıracağız.
3. gün gezilmesi arzu edilen rotalar : Topkapı Sarayı – Boğaz turu ve Eyüp, Pierre Loti
Rotamızın 3. Gününde Osmanlı’nın klasik döneminden batılılaşma akımına giden süreci inceleyebilmek için öncelikle klasik bir Doğu saray üslubunda inşa edilmiş Topkapı Sarayı’nı detaylı inceleyeceğiz. Harem, Mukaddes Emanetler Dairesi, Bağdat Köşkü, Dış Hazine gezileri ile saray yaşamını yakından tanımaya çalışacağız. Öğle yemeğinin ardından düzenleyeceğimiz Boğaz turu ile Osmanlı’nın 19. Yüzyılda tarihi yarımadadan Modern İstanbul’a geçişini ve saray nezdinden Boğaz’daki yalılar vasıtasıyla yaratılan; Fransa’daki 14. Louis dönemine benzer “Belle Epoque” sürecini ve yapılarını göreceğiz. Dolmabahçe, Çırağan, Beylerbeyi Sarayları ve sivil mimari örnekler bize eşlik edecek. Günümüzü; genç sultanların kılıç kuşanma törenlerini gerçekleştirdiği; “Cellat Mezarları”ndan örnekler barındıran, Eyüp El Ensari Hazretleri’nin türbesinin ve tarihi mezarlığının da yer aldığı Osmanlı İstanbul’unun en güzide semtlerinden Eyüp tepesinde yer alan “Pierre Loti” kahvesinde enfes bir Haliç manzarası ile sonlandıracağız.
4. gün gezilmesi arzu edilen rotalar : Dolmabahçe Sarayı – Taksim – Galata– Nişantaşı
Rotamızın bu son gününde Osmanlı’nın son yüzyılının tanığı, Sultan 3.Selim’in reform hareketlerinin sembolü, Sultan 1. Abdülmecid döneminde “Balyan” ailesi tarafından inşa ettirilen Dolmabahçe Sarayı ile gezimize başlayacağız. Avrupa mimarî üsluplarının karışımı olan eklektik bir üslupta inşa edilen saray, yabancı hükümdarların gönderdiği hediyeler ve Londra’da Muayede salonu için tasarlanan 4,5 tonluk avizesi ile göz dolduracak. Öğle yemeği sonrası bu kez Osmanlı İmparatorluğu’nun batılılaşma sürecine inşa edilen Büyükelçilik binaları,19. Yüzyıl banker ailelerinin konutları sivil mimarlık örnekleri ve pasajları ile büyük katkıda bulunan Taksim-Beyoğlu bölgesine geçeceğiz. Taksim meydanından başlayıp Galata’da sona erecek gezimizde hanları, pasajları, sanat galerileri ve otelleriyle Beyoğlu’nu tanımaya çalışacağız. Rotamızın final bölümünde ise akşam saatlerinde Nişantaşı’nda bir kahve molası eşliğinde Cumhuriyet döneminde tarihi yarımadadan modern semtlere doğru akan yaşamı, apartman hayatını ve Lüküs Hayat Opereti’nin İstanbul’unu inceleyeceğiz.