Kahvenin Peşinde Gizemli Bir Yolculuk
Laleli, Eminönü, Balat
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül ahbap ister, kahve bahane…”
Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde İstanbul’a ilk getirilen kahve ve Tahtakale’de ilk açılan kahvehaneden bugüne Osmanlı’nın en çalkantılı dönemlerinde kahvehaneler toplumun nabzının tutulduğu, dönemin ünlü şair ve yazarlarının uğrak mekanı, farklı meslek gruplarının toplandığı bir kültür yuvasıydı. Bu kahvehanelerin birçoğu maalesef ya yangınlarda yok olup gitti ya da modern zamanların havasına yenildi. İstanbul Tükenmeden ekibi olarak bu şehri sahiplenmeyi görev bilen bizler, İstanbul’un son kahvehanelerinin ve tarihi yarımadanın gizli duraklarının izinde sizlerle çok keyifli ama bir o kadar da gizemli bir yolculuğa çıkacağız…
Gönlümüzdeki program : Saat 10.00 Laleli Çorlulu Ali Paşa Kahvecisi buluşma sonrası, kısa kahve sohbeti ve yola çıkıyoruz. Kapalıçarşı yönünde lezzet durakları, Şark Kahvesi ve buradan gizli kalmış mekanların eşliğinde Eminönü’ne devam ediyoruz. Nuri Toplar mı yoksa Kuru Kahveci Mehmet Efendi mi? Eminönü hanlarında keyifli molaların ardından öğle yemeğine geçiyoruz. Yemek sonrası ise bu kez Orhan Kemal’in izinde Cibali’ye ve oradan da üçüncü nesil kahveci dostlarımızla keyifli bir muhabbet için Balat’a devam ediyoruz. 1920’lerden günümüze hangi kahvehaneler kaldı dersiniz? Balat bizlere sırlarını açacak. Akşamın yorgunluğunu Balat’ta kahve molası ile bitiriyor ve “Bir Kahvenin Kırk Yıllık Hatırı” var diyerek günümüzü sonlandırıyoruz.
Programa dahil olan hizmetler :
- Profesyonel tur rehberliği
- Dinleme cihazı kiralama
Programa dahil olmayan hizmetler :
- Tur başlama noktasına ulaşım ve tur bitimi dönüş
- Öğle yemeği
- Molalarda alınacak içecekler